Kullanıcı Adı:
Şifre:
Türk Diyanet Vakıf-sen
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal’ın 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü mesajı:
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin, BM Genel Kurulunda 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilmesiyle; “Bütün insanların özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğdukları, akıl ve vicdana sahip oldukları, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmaları gerektiği” ifade edilmiştir.
Herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu bildirgedeki ilan edilen bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabileceğini belirtmiştir.
Aynı şekilde, yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkı, hiç kimseye işkence yapılamayacağı, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamayacağını ilan etmiştir.
Bildirgede yazılmasına rağmen, yaşadığımız süreçte sözde medeni ve büyük devletler yazılanlara asla uymamaktadır. Dünyanın her yanında zulüm ve soykırım artarak devam etmektedir. İşgaller ve insanların yaşadıkları yerlerden zorla göç ettirilmesi bitmemektedir.
Birleşmiş Milletler, Doğu Türkistan’da yıllarca süren soykırımı görmezden gelmekte, İsrail’in Gazze başta olmak üzere, bölgedeki vahşetine kulak tıkamaktadır.
Sözde medeni Avrupa ülkelerinde, özellikle son zamanlarda Türk ve Müslüman nüfusa karşı dışlayıcı, ırkçı ve ayrılıkçı söylem ve eylemlerin artmaya başladığına şahit oluyoruz.
632 yılında Veda Hutbesinde Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed (sas) insan haklarının gerçekte nasıl olacağını bizlere bildirmiştir. Asırlar öncesinden bizlere bildirilen bu özel çağrıya, öncelikle biz Müslümanların sahip çıkması gerekmektedir. İnsanlığın kurtuluş reçetesi de budur.
Ülkemizin de imzalayarak taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde dile getirilen hususlara, özellikle ve öncelikle sözde medeni ve güçlü devletlerin yöneticileri uymalıdır.
İslâm dininin temel hedefi, insanın dinini, aklını, canını, malını ve neslini korumaktır. İnsanın, tüm mahlukattan üstün tutulması, ona verilen değeri gösterir. Hem insanın, hem de toplumun en önemli sorumluluk alanına giren en temel haklarının ihlal edilmesiyle, kargaşa ve karmaşa meydana gelir. Huzur, birlikte yaşama ve insan haklarının kullanılması ortadan kalkar. Özellikle coğrafyamızda yaşandığı gibi kan, vahşet, zorunlu göç ve soykırımla karşı karşıya kalırız.
Tarihin her anında zulme, işkenceye, soykırıma ve haksızlığa karşı duran Türk Milleti, bugün de aynı anlayışla hareket etmektedir. Türk-İslam Medeniyetimiz başkasının hakkını korumayı, hoşgörüyü, birlikte ve beraber yaşayabilmeyi gerçekleştirmiştir. İnsanların yanı sıra, tüm canlıların ve tabiatın haklarının korunması için de gerekli önlemleri almıştır.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününün kabul edilişinin 76. yıl dönümü vesilesiyle; vahşetin, karmaşanın, kargaşanın, soykırımın, kan ve gözyaşının son bulmasını, huzurun, esenliğin, can, mal, akıl, din ve neslin korunduğu günlerin tüm dünyada yaşanmasını diliyorum.
E-Posta Adresiniz YayınlanMAyacaktır!!. Lütfen Gerekli Alanları Doldurunuz..*
Yorumunuz: *
Ad ve Soyadı (gerekli): *
E-Posta (yayınlanmayacaktır) (gerekli): *
Gönder