Kullanıcı Adı:
Şifre:
Türk Diyanet Vakıf-sen
CİNSİYETSİZLESTİRME ŞEYTANA HİZMET
Cinsiyetsizlestirme adı altında özellikle çocuk ve gençleri hedef alan bir sistem toplum içinde gittikçe artmaya başlıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Türk Diyanet Vakıf Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, "Cinsiyetsizlestirme şeytana hizmettir" dedi.
“Bizi yaratan Yüce Allah, ilk insan olarak Hz. Âdem atamızı ve Hz. Havva annemizi yarattı. Yani bir kadın ve bir erkek yarattı. Fıtrat bu. Başka bir yaratılış şekli de yok. Bunun haricinde bazı sapmalar geçmişte de yaşanmış. Kuran-ı Kerim'de de bundan bahsediliyor. Erkek kadın ilişkisinin dışına çıkmak isteyen toplumlarda olmuş. O toplumlar da sonunda zaten helak olmuşlardır" ifadelerini dile getirdi.
Türk Diyanet Vakıf Sen Genel Başkanı Nuri Ünal: Temel yapımız olan 'Aile' kavramını bozmaya çalışıyorlar. Toplumun Cinsiyetsizlestirme adı altında özellikle çocuk ve gençleri hedef alan bir sistem toplum içinde gittikçe artmaya başlıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, "Cinsiyetsizlestirme şeytana hizmettir" dedi.
Son dönemlerde toplum içinde gittikçe yaygınlaşan 'cinsiyetsizlestirme' politikası artık baş edilemez bir noktaya geliyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi'nde 28 çocuğun cinsiyetlerinin değiştirildiğine ilişkin ortaya atılan iddialar vatandaşları ayağa kaldırdı. Toplum içinde gittikçe yayılan ve özellikle gençler arasında artık özentilik durumuna gelen 'cinsiyet değiştirme' ya da diğer adıyla 'cinsiyetsizlestirme' konusu ile ilgili, Diyanet Vakıf Sen Genel Başkanı Nuri Ünal gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Günler önce cami içinde uygunsuz fotoğraf çektiren gençler ile ilgili, bu eylemlerin temelinde, ülke yapısı ve din istismarı olduğunu vurgulayan Ünal, "Biz her şeyden önce, 'bizim ilkemiz önce ülkemiz' anlayışı ile toplumumuz için çalışıyoruz. Örnek olarak önceki günlerde Güney Kıbrıs'ta bir camimize saldın oldu. Bunu tüm ülke olarak kınadık. Bizim kutsal yerlerimiz var. Son günlerde özellikle camilerimize ve Kuran-ı Kerim'e saldırılar yaşanıyor. Bunların hepsi yanlış. Ülkemiz içinde de camilerimiz içinde onların kutsallığını zedeleyecek uygunsuz hal ve hareketler yapılması doğru değil. Bunu yapan insanlar reklam amaçlı yapıyorlar. Bundan önceki zamanlarda da bazı modeller gidip cami içinde o adaba uymayan şekilde çekimler yapıldı. O olayla ilgili de zaten Diyanet İşleri Başkanlığı hemen soruşturma başlattı.
"FITRATIN DIŞINA ÇIKMAK İSTEYENLER HELAK OLMUŞTUR"
Toplum içinde yaygınlaşan cinsiyetsizleştirilme ve bunun yayılması ile ilgili açıklamalarda bulunan Diyanet Vakıf Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, "Bizi yaratan Yüce Allah, ilk insan olarak Hz. Adem atamızı ve Hz. Havva annemizi yarattı. Yani bir kadın ve bir erkek yarattı. Zaten Allah Hücurat suresinde, 'sizi bir erkek ve bir kadın olarak yarattık, daha sonra sizi kabilelere ve kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye' diyor. Yani insanların çoğalması üremesi de bir kadın ve bir erkeğin yaratılmasıyla süregelmiştir. Bunun aksi olamaz. Fıtrat bu. Başka bir yaratılış şekli de yok. Bunun haricinde bazı sapmalar geçmişte de yaşanmış. Kuran-ı Kerimde de bundan bahsediliyor. Erkek kadın ilişkisinin dışına çıkmak isteyen toplumlarda olmuş. O toplumlar da sonunda zaten helak olmuşlardır" ifadelerini dile getirdi.
"TOPYEKÜN MÜCADELE ETMEMİZ GEREKİR"
Sosyal medyanın bu tür sapmalardaki en önemli sebeplerden biri olduğunu belirten Nuri Ünal, şunları söyledi: "Özellikle sosyal medya yaygınlaştıkça, insanlar doğru yanlış her bilgiye ulaşabiliyor. Bu bilgilerin doğru olup olmadığı bilinmeden o bilgi saniyesinde başka insanlarla paylaşılıyor. Gençler bu konuda daha da hızlı. Toplumun önüne çıkmış, belli kesimlerin yakınlık hissettiği sanatçılar, siyasiler, sporcuların bu fıtrattan kopuşu yaymaları da daha kötüye götürüyor. Dizilerde filmlerde de aile hayatının bitirilmesi söz konusu. Burada asıl sıkıntı Türk milletinin birliğini bütünlüğünü bozacak bir yapı inşa ediliyor. Şimdiye kadar savaşlarla diğer yöntemlerle bu ülkeyi bölmeye çalıştılar. O yöntemler olmayınca şimdi de kültür yapısını bozmaya çalışıyorlar. Aile temel taştır. Bu temel taşı bozmaya çalışıyorlar. Bunun peşinden giden insanları da görüyoruz. Çeşitli tıp merkezlerine giden insanlar değişmek istediklerini dile getiriyor. Bunlarla ilgili birçok veri var ve bu veriler her geçen yıl artıyor Bununla ilgili yasalar var fakat en önemli denetim ailenin kendisidir. Anne babaların öncelik alması gerekir. Aile ilk sırada yer alırken ülkede Diyanet, Milli Eğitim, Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve basın da dahil topyekün bir şekilde, bu konuyu hafife almadan ciddi bir uğraş içinde olmamız gerekir. Özellikle sosyal medya ile ilgili ciddi önlemler lazım. Üzerinde konuşulan yasaların belki de hemen devreye girmesi lazım. Sosyal medyada artık insanlar kendilerine göre ayet yazıp paylaşabiliyor. İlgisi olmayan bir kanun yazıp paylaşabiliyor. Bunları bile yapan kişiler gençleri bozma noktasında daha ciddi çalışmalar yapabilir."
"HERKESİN ELİNİ TASIN ALTINA KOYMASI GEREKİR"
Yaratılış itibariyle özelliklerimize sahip çıkmamız ve buna göre davranmamız gerektiğini aktaran Türk Diyanet Vakıf Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, "Önemli olan kadın erkek yaratılışını koruyup kollamaktır. Cinsiyetsizlestirme anlayışından, 'ya bana ne karışıyorsun' anlayışından uzaklaşıp, doğru bir şekilde çoğalmayı sağlayacak bir yapının tekrar sağlam bir şekilde oluşturulması gerekir. Bakıyoruz televizyonlarda gayrimeşru ilişkilerin çoğaldığı akabinde boşanmaların da çoğaldığı haberleri görüyoruz. Bunun yanında bir de cinsiyetsizleştirmeye özendirmenin önüne geçilmesi gerekir. Bunları tabii ki tamamen yasaklayıcı tedbirlerle yapamazsınız. İnternet ve sosyal medya olduğu sürece yasaklama yolu bir yere kadardır. Önemli olan burada eğitim ve bilgilendirme konusunda tüm kurumların, sivil toplum kuruluşlarının kendine dert edinip elini taşın altına koyması lazım" dedi.
ONUR YÜRÜYÜŞLERİNİN HEPSİ BİR OYUN LGBTİ
söylemlerinin ve 'Onur Yürüyüşü' adı altında yapılan eylemlerin provakatif amaçlı yapılan eylemler olduğunu belirten Nuri Ünal, "Şimdiye kadar bu ülkeyi güçsüzleştirmek için Alevi-Sünni, Türk- Kürt aynmı yaptılar En son 15 Temmuz 2016'da İslam dinini kullanarak darbe girişiminde bulundular. Bunun gibi LGBTİ yürüyüşlerinde de mesela arkalarından PKK çıkıyor Bazı dernekler, bazı siyasiler çıkıyor. Şimdiye kadar bu tür yapılan aynm konularında, önce bizden gibi görünüp sonra hedeflerine ulaşmak istedikleri ortaya çıkmıştır. LGBTİ yürüyüşlerinde de önce bu konu için gibi görünüyor. Bu tür yürüyüşlerin arasında, 'Apo'ya özgürlük', 'kurdistan' söylemleri çıkabiliyor. Türk bayrağını yere atabiliyorlar. Bu yürüyüşler aslında bir oyun. Bunlara karşı uyanık olmalıyız. Gençlerimiz bu ülkenin yarınları. Yarınlarımıza sahip çıkmalıyız. Onların milli anlamda, dini anlamda, beden ve ruh sağlığı anlamında güçlü yetişmesi gerekiyor. Bu anayasal bir zorunluluktur" ifadelerini kullanarak açıklamasına son verdi.