Kullanıcı Adı:
Şifre:
Türk Diyanet Vakıf-sen
Kur'an-ı Kerim'in yakılma olayına tepkiler büyüyor
Türk Diyanet Vakıf- Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in hedef alınmasına tepki gösterirken “Ne yapılırsa yapılsın. Ne İslam dinini ne Müslümanlığı yok edemezler” dedi.
Geçtiğimiz hafta sonu İsveç’te Türk Büyükelçiliği’nin önünde yaşanan menfur olay bütün İslam Âleminin üzülmesine sebep oldu. Büyükelçiliğimizin önünde yaşanan kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in yakılma olayına tepkiler gün geçtikçe büyüyor. Yaşanan çirkin olaya bir tepkide Türk Diyanet Vakıf- Sen Genel Başkanı Nuri Ünal’dan geldi. Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Ünal, bu tür olayların hep Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yapıldığına dikkat çekti. Ünal, “Görüldüğü gibi Türkiye olarak İslam Âlemi’nin ve gönül coğrafyamızın destekçisi durumundayız. Türkiye olarak her alanda güçlü olmalıyız. Güçlü olmazsak haklılığımızın bir anlamı olmaz. Millet olarak birlik ve beraberliğimizi koruyarak hep çalışmalıyız. Millet ve devlet olarak bu gibi olaylara hep tepkimizi koyduk. Eminim ki devletimiz gereğini yapacaktır” dedi.
“SADECE KINAMAK YETMEZ”
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, “Başta şunu söyleyelim, hangi din olursa olsun o dinin kutsallarını veyahut toplumun kutsal saydığı değerlerinin başkaları tarafından hakarete uğraması, yırtılması, yakılması kabul edilemez. Hele ki dinimiz İslamiyet’i kendilerince küçük düşürmeye çalışmaları tabi ki kabul edilebilecek hareketler değildir. Kurum olarak bu çirkinliği yapanları lanetliyoruz. Bu çirkinliğe zemin hazırlayan o ülke yetkililerini de kınıyorum. Sadece kınamak yetmez devletimizin de gerekli yaptırımları yapacağına inanarak beklenti içindeyiz. Çünkü malum İsveç NATO üyesi olmak için müracaat ediyor. Bu müracaatta da Türkiye’den onay alması gerekecek. Dolayısıyla dinimiz İslam’a karşı bu tavırlarının ve bölücü terör örgütü PKK’ya ve yandaşlarına kucak açmaları önceki gün Bayrağımızın ve Sayın Cumhurbaşkanımızın fotoğrafını yere sererek hakaret etmelerine müsaade ettiklerinden devletimizin de gereğini yapacağını bekliyoruz. Söz konusu bu ülkeye NATO üyeliğinde asla onay verilmemelidir” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZ GEREKEN TEPKİYİ VERİYOR”
Ünal, milletimizin bu gibi konularda duyarlı olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Burada şuna da bakmak lazım. Zaman zaman kendini bilmezler tarafından İslamiyet’e hakaret edilmiş, Peygamberimize Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e hakaret edildi. Zannediyorlar bu şekilde davranarak ‘İslam dinine zarar veririz’ anlayışı var. Hâlbuki şunu bilmiyorlar. Yüce Allah bu dini İslam’ın sahibidir, onu koruyacakta yine Yüce Allah’tır. Dolayısıyla ne yapılırsa yapılsın ‘Ne İslam dinini ne Müslümanlığı yok edemezler.’ Ebetteki, milletimizde bu gerekli tepkileri hem alanlarda, hem sosyal medyada, hem devlet erkânında gerekli olan tepkileri yapıyor.”
“BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZ KORUMALIYIZ”
Ünal, “İslam esenlik dinidir. İslam dururken insanlar böyle bir yola niye giriyor? Ya deli olması lazım ya da bunlar bilinçli bir şekilde organize oluyor. Göründüğü kadarı ile bu işin organize bir karalama durumu var. Birde şuna dikkat edilmeli: Bu gibi çirkin olaylar hep Türkiye’ye karşı yapılıyor. Bu durumda şunu gösterir: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hem İslam âleminde hem gönül coğrafyamızda hem de mazlum milletlerin nezdinde bir değer ifade ettiği ve bu ülkenin önemli olduğu bir kez daha öne çıkıyor. Dolayısıyla milletimiz farklılıklarımız olsa bile birlik ve beraberliğimizden asla vazgeçmememiz gerektiğini gördük” şeklinde konuştu.
“GÜÇLÜ OLMAZSANIZ HAKLILIĞINIZIN BİR ÖNEMİ OLMUYOR”
Türk Diyanet Vakıf- Sen Genel Başkanı Nuri Ünal son olarak şu hususlara değinerek sözlerini sonlandırdı: “İsveç Başbakanı ve diğer yetkililer bunun adına demokrasi diyor. Bu özgürlük ve demokrasi değildir. Başkasına hakaret demokrasi olmaz aynı olay onlara karşı olsa farklı tepkiler verirler. Kendilerine dokunmadığı sürece böyle bir özgülük alanı ortaya koyuyorlar. Medeni Avrupa dediğimiz yöneticilerin artık bu hareketlerinden vazgeçmelidir. Bize düşende bu tür olaylara karşı birlik ve beraberliğimiz koruyarak dimdik durmalıyız. Bu ülke her alanda güçlü olmalı bizim bunu başarmamız lazım. Vatandaş ve kurum olarak devletimizin daha güçlü olması için çaba sarf ediyoruz. Güçlü olmazsanız haklılığınızın bir önemi olmuyor.”