Kullanıcı Adı:
Şifre:
Türk Diyanet Vakıf-sen
Türk Diyanet Vakıf Sen Başkanı Nuri Ünal İlksayfa’ya konuştu
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal rahmet, bereket, sosyal yardımlaşma ayı olan Ramazan’da depremlerde mağdur olmuş vatandaşlarımıza daha çok ilgi göstermenin öncelikli görevimiz olduğunu söyledi.
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal ile Ramazan ayını ve vecibelerini konuştuk. Nuri Ünal rahmet, bereket, sosyal yardımlaşma ayı olan Ramazan’da depremlerde mağdur olmuş vatandaşlarımıza daha çok ilgi göstermenin öncelikli görevimiz olduğunu söyledi.
Ramazan ayının rahmet, bereket, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayı olduğunu dile getirerek, oruç tutmanın sadece yeme içmeden uzaklaşmayı değil, bütün kötülüklerden, hatalardan ve günahlardan uzaklaşmayı gerektirdiğini belirten Ünal, “Oruç tutanlar; yalandan, gıybetten, iftiradan, birbirini aldatmadan, hile yapmaktan uzak durmalıdır. Doğruluğu, hakkı, dürüstlüğü ve içi dışı bir olmayı başarabilmelidir. Oruç, sabrı öğretir. Sevgili Peygamberimiz (Sav) “Oruç sabrın yarısıdır” buyurmaktadır” dedi.
RAMAZAN BEREKET AYIDIR
Nuri Ünal, “İslam’ın beş temel esasından biri olan oruç Ramazan ayında tutulur. Kur’an bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi bu ayın içerisindedir. Ramazan ayı, af ve mağfiret, sabır, Kur’an, yardımlaşma, dayanışma ve bereket ayıdır. On bir ayın sultanı olarak adlandırılan Ramazan ayı, Müslümanların manevi hayatını da değiştirir. Yüce Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de “İçinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçlu geçirsin” (Bakara-185) buyurmaktadır. “Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (Sav) “Ramazan ayında cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur” buyurmaktadır. Ramazan ayı rahmet, bereket, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayıdır. Ramazan ayı, sabır ve uslanmaz nefislerin terbiye edilmesi ayıdır. Müslümanlar bu ayda daha çok ibadet ederler, camilere daha çok rağbet gösterirler, mukabele okurlar, hayır ve hasenat yapmakta birbirleriyle yarışırlar” dedi.
GÖSTERİŞ VE RİYADAN UZAK DURULMALI
Ramazan ayına güzel ve hayırlı duygularla girilmeli diyen Nuri Ünal, “Oruç tutarken sadece yeme içmeden uzaklaşmayı değil, bütün kötülüklerden, hatalardan ve günahlardan uzaklaşmayı başarabilmeliyiz. Fiili ve sözlü olarak yaptığımız hatalardan, nefsimizin kötü arzularından uzaklaşmalıyız. Yaptığımız hataları bir daha yapmamak üzere söz verip, tövbe etmeliyiz ve Allah’tan af ve mağfiret dilemeliyiz. Ramazan ayı birbirimize daha saygılı, merhametli ve yardımsever olmayı öğretir. Bu güzelliklerin diğer zamanlarda da devam etmesini sağlamalıyız. Dargınlıklar, küskünlükler, kin ve husumetler yok edilmeli, kardeşlik ve beraberlik her yanı sarmalıdır. Oruç gösteriş ve riyanın olmadığı bir ibadettir ”şeklinde konuştu.
“YALAN VE GIYBETTEN UZAKLAŞIN”
Ünal, “Yüce Dinimiz İslam, toplum içerisinde yaşayan her ferdin birbirinden emin olmasını ister. Müslümanlar bir vücudun uzuvları olarak, birbirine inanan ve güvenen kişiler olduklarını unutmamalıdır. Oruç, cehennem ateşine kalkan olduğu gibi, bizleri kötülüğe karşı korumada da kalkan yapabilmeliyiz. Kötü söz, davranış ve haramlardan uzaklaşabilmemize vesile olur. Oruç tutanlar; yalandan, gıybetten, iftiradan, birbirini aldatmadan, hile yapmaktan uzak durmalıdır. Doğruluğu, hakkı, dürüstlüğü ve içi dışı bir olmayı başarabilmelidir. Oruç, sabrı öğretir. Sevgili Peygamberimiz (Sav) “Oruç sabrın yarısıdır” buyurmaktadır. Oruç aynı zamanda nefsin bitmez tükenmez isteklerine dizgindir. O istekleri kontrol altına almadır. Oruç, taşkınlıkları, azgınlıkları, şehevi arzuları kontrol altına almamızı sağlar” diyerek oruçluyken yapılması gerekeni anlattı.
ÇOCUKLARIMIZA RAMAZANI ÖĞRETMELİYİZ
Ünal, kimsesizlerin yanında olun ve çocuklarımıza Ramazan ayının vecibelerini ve güzelliklerini anlatın diyerek, “Gün boyu aç ve susuz kalmakla, açlık çeken, yoksulluk çeken insanlar da hatıra gelir. Böylelikle kimsesizlere, yoksullara ve muhtaçlara daha çok kol kanat germek gerekir. Özellikle, bu yıl yaşadığımız depremlerde mağdur olan vatandaşlarımıza daha çok ilgi göstermek hepimizin öncelikli görevi olmalıdır. Onların ihtiyaçlarının karşılanması için, gücümüzün yettiğince yardımcı olmamız gerekir. Vereceğimiz fitre, zekât, sadaka ve diğer bağışlarımızı o illerde mağdur olmuş depremzedelere ulaştırmak gerekir. Onların giyim, kuşam, yiyecek ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasında elimizden geldiği kadar Devletimizle birlikte çaba sarfetmeliyiz. Çocuklarımıza ramazan ayının önemini, orucun faziletini güzel bir şekilde anlatmalıyız. Onlara iftarın özelliğini, sahurun bereketini, mukabelenin hazzını ve teravih namazlarının önemini anlatmalı, göstermeli ve öğretmeliyiz. Yapılan yardımlar ve iyilikler gösterişten uzak, yardım yapılanı incitmeden yapılmalıdır” tavsiyelerini verdi.
MÜTEVAZILIKTAN VAZGEÇMEYİN
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, son olarak müminlerin mütevazılıktan vazgeçmemesi gerektiğini vurgulayarak şunları dile getirdi; “ Mütevazılıktan vaz geçilmemelidir. Yaptığımız ve yapacağımız ibadetler Yüce Allah’a kulluğumuzun gereğidir. Özellikle milletimiz Ramazan ayına girerken önce hazırlıklarını tamamlarlar. Kutlu misafiri gereği gibi karşılarlar. Hem bedenen hem de ruhen hazır hale gelmek için gayret gösterirler. Yüce Allah (cc) tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri ve duaları kabul eylesin. Milletimizi, ülkemizi ve İslam âlemini her türlü tehlikelerden, afetlerden muhafaza eylesin. Huzur ve esenlik içerisinde bayrama ulaştırsın.”
İLKSAYFA GAZETESİ – 01.04.2023